Seyir defterlerimde bolca insanların içindeki nefretten söz etmiştim. Ama gün geçtikçe bu öfke ve nefret büyümeye devam ediyor. Şiddet içerikli haberleri duymak bizi aşırı derecede germeye başladığını söylemek çok da şaşırtmayacaktır.

Weazel Group’un paylaştığı son haberlerde ise, bu şiddeti durdurabilecek kolluk kuvvetlerinin farkında olmadan ya da inadına, tam tersi yönde ilerlediğini görebiliyoruz. Şiddeti azaltmaktan çok kişilerin konuşmasını, onları suçlamasını ya da bahsettiğim nefret ve öfkeyi kendilerine çekmeleri çok ayrı bir konu oldu. Departman içerisinde nelerin olduğunu tabi ki bilemeyiz. Fakat eğer yasadışı hareketlerde bulunan insanlara yaptıkları gibi kendi içlerindeki olumsuz durumları sonlandırmaları gerekmekte olduğunu herkes gibi ben de düşünüyorum.

Kolluk kuvvetlerinde bulunan kişilere işlerini kimse öğretemez. Çünkü zaten ne yapıp, yapmamaları gerektiğini bildiklerinden emin olunur ama, önceki ve şimdiki çıkan haberlerden sonra insanların bunu öğretmekten kendilerini geri çekeceklerini göreceğimizi düşünüyorum. Departman içindeki bireylere gereken yardımların yapılmasının tarafında olduğumu belirtmek isterim. Gerek psikolojik yardım, gerek sağlam bir eğitimin tekrar verilmesini önermekten kendimi alamıyorum. Bunun dışında departman içindeki Halkla İlişkiler bölümünün olması, varsa da gerçekten işini en layıkıyla yapmalarının tarafında olacağım. Şehrimizin altın gibi parlayan avukatlarının ise, ısrarcı bir şekilde olayları zorunlu bir çözüm getirmeleri de her şeyi değiştirecektir.

Metin içindeki tüm kelimeleri özenle seçerek bu “Beraber bu sıkıntının altından kalkalım.” Konsepti ile yazmış bulunmaktayım. Gereken yerlere ulaşmasını istemek dışında, gereken şeylerin en kısa bir süre içinde yapılmasını dilediğimi de belirtmek isterim. Bir sivil vatandaşın gözünde “Böyle olursa ortalık karışacak.” düşüncesini silinmeye çalışılması gerekmektedir.